29 Şubat 2012 Çarşamba

SIĞINDIĞIM TEK YER YÜREĞİN


Biliyor musun en çok mektuba başlamam gereken hitap şeklinde zorlandım. Bir başlasam sonu gelecekti eminim! Ama sıradan sözcükleri hiç yakıştıramadım sana, yapmacık sözlere konduramadım seni… Sonra sana hiç mektup yazmadığım aklıma geldi, içim burkuldu, canım acıdı…Bu mektubu sana gurbetten yazıyorum; sesine sözüne hasret, yüzüne hasret, sıcağına hasret gönlümle başlıyorum mektubuma. Seni o kadar çok özledim ki; Meğer hiç bir kucak seninki kadar sıcak değilmiş, hiçbir acı senin yokluğuna bedel değilmiş. Hiç ama hiçbir hasret senin özlemin kadar yakmazmış içimi.
.


En acısı, dost bildiklerim, yâr seçtiklerim toplanıp bir araya gelseler, senin çeyreğin bile edemezmiş. Bilsen ne zor bunları itiraf etmek kendime ve sana… Gurbet bile gururumu söndüremedi. Hâlâ gururlu, şımarık, küçük kızınım. Hayır, hayır yavrunum. ‘Ben artık bir genç kızım, başkalarının yanında bana yavrum deme.’ derken bile böyle düşünüyordum inan. Şimdi içten bir seslenişine, Yavrum! hitabına öyle ihtiyacım var ki… Senden başka hiç kimse sen gibi , sevmedi….

19 Şubat 2012 Pazar

Ben Vanilin :)


İşte benim can yoldaşım Vanilin :)  Evimi onunla paylaşırım.  O benim yalnızlığımı unutturan kediciğim :)

17 Şubat 2012 Cuma

Kız Kulesi'ndeki Kız? BEN.../2

Kurşun karası gözlerim aktı,
Beyaz kağıtlara…
Yarım kalan Sevinçlerimi çizdim yazgılarımda,
Boyumu bile aşan yürekli kalemlerle..
Hadi at şimdi bu kağıtları da
At Denizlere..
Kız Kulesi’ndeki Kız…

Hükmü verilmemiş ayrılıklar yaşadık,
Ölmeden önce…
Onaylanmayan Aşk’lara çizdim sûretini…
Yüreğimden büyük Sevdim Seni…
Hadi şimdi bu kırık Kalbi de
At Denizlere…
Bırak ıslansın Kız Kulesi’ndeki Kız..

Yoruldum Gecelere küsmekten…
Kendimi bu kadar saklamama rağmen,
Her şeyin tam da ortasında olmaktan..
Saklanmak da yetmiyor…
Hadi kaldır at kendini şimdi
At Denizlere,
Bırak Kız Kulesi’ne..

Tarihin bilinmeyen yerlerinde,
Bir Uygarlıkta yaşıyorduk…
El değmez dediğimiz her şey çabucak keşfedildi şimdi…
Binlerce yıllık Aşk’ım
Ellerimden kaydı gitti…
Gözlerimdeki kalemle birlikte Deniz’e…
At bakışlarını da Deniz’lere..
Bırak Kız Kulesi’ne….

Sen gözlerinde yeni ufuklar keşfederken,
Ben gözlerindeki ışıkları sayıyordum birer birer..
Mavinin en derinine indim, çıkamadım ordan…
Şimdi nefesinin yokluğunda can çekişiyorum…
Nefesim Sen kokarken…
Al bu nefesi mi de Deniz..
Bırak Kız Kulesi’ne…

Nevin Akbulut

15 Şubat 2012 Çarşamba

Eğer Seversem Seni...

'Gün' gelir, kazara çıkarır atarsam seni aklımdan, kalbimden ruhumdan; bu sefer ne akıl kalır ne kalp ne de ruh! Sen unutursun beni, ölürüm. Susarsın, ölürüm. Gidersin, ölürüm. Kurşun gibi bir an gelir şakağıma; seversin başkasını, ölürüm.

Anladın mı şimdi?
Seversem seni, mahvolurum…



Kahraman Tazeoğlu

12 Şubat 2012 Pazar

Hayata dair...


Adamın biri, ilk defa gittiği küçük bir kasabada şaşkın şaşkın gezindikten sonra yol kenarında duran bir arabanın yanına sokulmuş ve arka koltukta tek başına oturan çocuğa:

- Buraların yabancısıyım, demiş. Parkın hemen yanı başındaki fırını arıyorum, çok yakın olduğunu söylediler.

Çocuk, arabanın penceresini iyice açtıktan sonra:

- Ben de buraya ilk defa geliyorum, demiş. Ama sağ tarafa gitmeniz gerekiyor herhalde.

Adam, çocuğun da yabancı olmasına rağmen bunu nasıl anladığını sormuş ister istemez.

Çocuk:
-Ihlamur çiçeklerinin kokusunu duymuyor musunuz? diye gülümsemiş. Kuş cıvıltıları da oradan geliyor zaten.

- İyi ama, demiş adam, bunların parktan değil de tek bir ağaçtan gelmediği ne malûm?

- Tek bir ağaçtan bu kadar yoğun koku gelmez, diye atılmış çocuk. Üstelik manolyalar da atılıyor onlara. Hem biraz derin nefes alırsanız, fırından yeni çıkmış ekmeklerin kokusunu duyacaksınız.

Adam, gözlerini hafifçe kısarak denileni yaptıktan sonra, cebinden bir kâğıt para çıkartıp teşekkür ederken fark etmiş onun kör olduğunu. Çocuk ise, konuşurken bir anda sözlerini yarıda kesmesinden anlamış, adamın kendisini fark ettiğini.

Işığa hasret gözlerini ondan saklamaya çalışırken:

- Üç yıl önce bir kaza geçirmiştim, demiş, görmeyi o kadar çok özledim ki.

Sizinkiler sağlam öyle değil mi?

Adam, çocuğun tarif ettiği yerde bulunan fırına yönelirken:

- Artık emin değilim, demiş. Emin olduğum tek şey, benden iyi gördüğündür.



alıntı

Seni içimden terk ediyorum

Ne tuhaf değil mi?


İçimi acıtan da sendin


Acımı dindirecek olan da...


Ya öldür beni dedim,


Ya da git benden


İçi bulanık bir sevdanın ucunda seni kaybettim.


Kahraman Tazeoğlu





9 Şubat 2012 Perşembe

yalnızlık


Saçlarımın arasında tek başına dikkat çekmeye çalışan bir beyaz tel gibi YALNIZLIK... Nereye gitsem yanıbaşımda...

alıntı

6 Şubat 2012 Pazartesi

Ayrılığın Yar Etkisi


Uğruna verdiklerim, sonunda kendini sana aşık etti. Ve beni hiç  kimseye benzemediğim için severken ötekilere neden benzemiyorum diye terk ettin. Şimdi yaşananlar mı daha acı yoksa yaşanacaklar mı? Aşk, acının dolaylı tanımıymış; geç öğrendim.


AYRILIĞIN YAR ETKİSİ
BAMBAŞKA
Kahraman Tazeoğlu

Ne gerek vardı sana...

Sensiz günüm zordu zaten, bir de sen geldin üstüne.. 
Yokluklarım yetmezmiş gibi, sen de eklendin üstüne... 

Ben zaten bunları sen olmadan da yaşardım. 
Ne gerek vardı sana, sensiz de yalnız kalırdım. 
Ben zaten sen olmadan da ağlardım isteseydim eğer, 
Ne gerek vardı sana, ne gerek vardı yokluğuna...



alıntı
"O" deyip durma yüzüme çarpar gibi, nispet yapar gibi... Benim hayatımda kimse yok... O diye biri de yok... Z.N.Akbulut

1 Şubat 2012 Çarşamba

BAŞKA BAHARLAR


Gönlüm senin rüzgarına kapılıp giderken, ne içimde ki hüzün nede umutsuzluğum hiç terk etmedi beni. Ah bir gelsen. Sana dokunmadan gözlerine baksam. İzin versen ellrini tutup, sıcaklığını hissetsem. Karşında oturup, uzun uzun seni seyretsem. Kokunu doyasıya içime çeksem. Tene dokunmak değil ruha dokunmak benim bakışlarım.


Bir leyla gibi uzaktan sevmek. bir bakışta bir gülüşye yada tek başına kaldığında hüznünde sevgiyi bulmak. Varmıdır şimdilerde, böyle sevgiye saygı duyan. Tene değilde ruha dokunan seven. Senin sesin içimi yakar deyip, sesini her duyduğun da , kalbine söz geçiremeyen. Ben sana değil , ruhuna aşığım diyen. Günümüz maddeciliğinde hiç sanmıyorum.Hep sevdalar, aşklar başka bahara kalır. İçinde saklanır.